Ne ortaokuldu ama... Fen hocamız ilçemizin tek doktoru, İngilizce hocamız Üsteğmen, Matematik hocamız Orman mühendisi, din hocamız bir imam... Neyseki ilk zamanlar her derste gözlerinde "ben nereye geldim böyle?" şaşkınlığı eksik olmayan doktor eşi yegane branş öğretmeni, Türkçecimiz Ayşe hanım. Az şey değil ama, ilk defa bir bayan öğretmenimiz oluyor! Bir tek kusuru var Türkçe öğretmenimizin ama, Türçe'yi biz Karadeniz uşakları kadar "düzgün" konuşamıyor! Aramızda müthiş bir mücadele var, O bizi kendine, biz ise O'nu kendimize benzetmeye çalışıyoruz ve sanırım sonunda iki taraf ta iddiasından vazgeçip işi oluruna bırakıyor... Muhabbetler, saygılar sizlere Ayşe, Turan, Haşmet, Mustafa, Abidin, Taştan, Mühendis, Üsteğmen hocalarım.... Selamlar size hayatı ayrı yollarda yaşarken "irtibatı kopardığımız" öğrenci arkadaşlarım. Yolların ayrı düşmesi "izleri" yok etmiyor, küçük İkizdere'mizin her yerinde ne çok izler bırakmışsınız öyle!
İkizdere Çağrantaş yayla şenliklerinde geçmişi yad ederken dostlarla aklımdan geçenler bunlardı işte ve elbet daha neler... Marşlar, türküler, utangaç ve mahcup bakışlar, mütebessim göz süzmeler, fısıltılı konuşmalar... 30 yıl öncesinin izleri bunlar, dile kolay...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder